Altını olanlara büyük şok! Dolar...
Dolar talebinin artması, altının cazibesini kaybetmesine ve "güvenli liman" ünvanını dolara kaptırmasına neden oldu
ABD ekonomisindeki iyileşme ve buna bağlı olarak faiz artırım beklentileri, dolara olan talebin artmasına yol açarken, yatırımcının "güvenli liman" şeklinde nitelendirdiği altının ise cazibesini kaybettiği görülüyor.
ABD ekonomisindeki iyileşmeye paralel, tahvil alımlarını sonlandıran ve faiz artırımına ilişkin sinyaller veren ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bu adımları, uluslararası piyasalarda dolara olan talebin artmasını beraberinde getirdi.
Bu dönemde başta gelişen ülke para birimleri ile emtia fiyatları baskı altında kalırken, dolar endeksi hızlı yükseldi. 2011'in mayıs ayında yükseliş trendine giren dolar endeksi, bu dönemde bulunduğu 74 seviyesinden, 2015'in mart ayında 100,39'e çıkarak 12 yılın zirvesini gördü.
Altının onsu ise eylül 2011'de 1.921,12 dolarla tarihi rekorunu kırmış ve bu dönemden sonra 1.132,10 dolar seviyelerine kadar gerilemişti.
Uzmanlar, dolar endeksindeki yüzde 35,7'lik yükselişe karşın, altındaki yüzde 41'lik düşüşe işaret ederek, tüm bu gelişmelerin sarı metalin cazibesini kaybetmesine neden olduğunu, altının "güvenli liman" unvanını dolara kaptırdığı yorumunu yapıyor.
Konuyu değerlendiren Oxford Economics Varlık Yönetim Müdürü Gabriel Stein, yıla 1.200 doların altında başlayan altının onsunun, 1.300 dolar seviyelerine kadar yükselse de daha sonra başlangıç noktasına doğru gerilediğini dile getirdi.
Bu durumun altının bugünkü rolüyle çok yakından ilişkili olduğunu aktaran Stein, "Altındaki işlemler başlarda dolara karşı korunma amaçlıydı. Altın, getirinin olmadığı bir ortamda sadece fiyat yükselişini devam ettirirse yatırımcılar için çekicidir. Uzun bir süreden beri doların güçlendiği ve güçlenmeye devam etmesinin beklendiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu da altının çekiciliğinin azaldığı anlamına gelir" değerlendirmelerini yaptı.
Stein, altının kaos zamanlarında güvenli liman olabileceğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Ancak şu anda problemlerin yaşandığı yer Doğu Avrupa ve Avro Bölgesi bünyesindeki Yunanistan iken, doların güvenli liman olması daha muhtemeldir. Çünkü, Fed'in ilk faiz artırımını eylülde ve bir sonrakini de ekimde yapacağını tahmin ediyoruz. Daha yüksek faiz oranları da doları, altına kıyasla daha çekici kılacaktır. Dolayısıyla Fed'in faizleri artırması ve küresel gelişmeler ışığında bakıldığında, çok net bir şekilde altının yatırımcılar için güvenli liman olmayacağını söyleyebiliriz."
Orta ve uzun vadede, altın fiyatlarının daha fazla gevşemesini beklediği öngörüsünde bulunan Stein, ancak Rusya ve Çin merkez bankalarının altın alımları gibi fiyatların yükselmesini sağlayacak olası gelişmelerin de bulunduğunu sözlerine ekledi.
Saxo Bank Emtia Strateji Başkanı Ole Hansen, güçlü dolar göz önüne alındığında altının yıllık bazda çok fazla değişim göstermediğini belirterek, bu durumu "oldukça etkileyici" şeklinde nitelendirdi.
Altının geçen iki ay boyunca 1.170-1.230 dolar aralığında hareket ederek, yatırımcı ve işlem yapan kişilerin ilgisini çektiğini kaydeden Hansen, "ABD Merkez Bankası (Fed) ilk faiz artırımını büyük ihtimalle eylül ayında gerçekleştirecek gibi görünüyor. Altın, bu tarihe kadar gerilemeye devam edebilir. Diğer taraftan, diğer varlık sınıflarında da yükselen bir volatilite (oynaklık) görüyoruz. Bu volatilite trendinin yaz ayları boyunca da devam etmesini bekliyoruz. Bu durum da bazı yatırımcıları altına yöneltebilir" diye konuştu.
Hansen, yatırımcıların altını bir alternatif yatırım aracı ve güvenli liman olarak çekici bulduğunu, ancak bu algının 2011 yılından sonra zarar gördüğünü ifade ederek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"2011'den sonraki dönemde de altındaki ralli birdenbire durma noktasına geldi. O zamandan beri de altında, çoğunlukla Yunanistan'dan kaynaklanan bir belirsizlik dönemi görüyoruz. Bu dönemde altına bir destek verilse de bunların hiçbiri uzun dönemde sürdürülebilir olmadı. Kısa vadede altın, Fed'in ilk faiz artırımına ilişkin tedirginlikle düşük seviyeleri test edebilir ve dolar da altın için negatif olan yukarı yönlü potansiyelini sürdürebilir. Yıl sonunda biz altının onsunun 1.250 dolar civarında işlem göreceğini tahmin ediyoruz ve 2016 da da büyük ihtimalle yukarı yönlü hareketine devam etmesini bekliyoruz."
AA
ABD ekonomisindeki iyileşmeye paralel, tahvil alımlarını sonlandıran ve faiz artırımına ilişkin sinyaller veren ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bu adımları, uluslararası piyasalarda dolara olan talebin artmasını beraberinde getirdi.
Bu dönemde başta gelişen ülke para birimleri ile emtia fiyatları baskı altında kalırken, dolar endeksi hızlı yükseldi. 2011'in mayıs ayında yükseliş trendine giren dolar endeksi, bu dönemde bulunduğu 74 seviyesinden, 2015'in mart ayında 100,39'e çıkarak 12 yılın zirvesini gördü.
Altının onsu ise eylül 2011'de 1.921,12 dolarla tarihi rekorunu kırmış ve bu dönemden sonra 1.132,10 dolar seviyelerine kadar gerilemişti.
Uzmanlar, dolar endeksindeki yüzde 35,7'lik yükselişe karşın, altındaki yüzde 41'lik düşüşe işaret ederek, tüm bu gelişmelerin sarı metalin cazibesini kaybetmesine neden olduğunu, altının "güvenli liman" unvanını dolara kaptırdığı yorumunu yapıyor.
Konuyu değerlendiren Oxford Economics Varlık Yönetim Müdürü Gabriel Stein, yıla 1.200 doların altında başlayan altının onsunun, 1.300 dolar seviyelerine kadar yükselse de daha sonra başlangıç noktasına doğru gerilediğini dile getirdi.
Bu durumun altının bugünkü rolüyle çok yakından ilişkili olduğunu aktaran Stein, "Altındaki işlemler başlarda dolara karşı korunma amaçlıydı. Altın, getirinin olmadığı bir ortamda sadece fiyat yükselişini devam ettirirse yatırımcılar için çekicidir. Uzun bir süreden beri doların güçlendiği ve güçlenmeye devam etmesinin beklendiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu da altının çekiciliğinin azaldığı anlamına gelir" değerlendirmelerini yaptı.
Stein, altının kaos zamanlarında güvenli liman olabileceğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Ancak şu anda problemlerin yaşandığı yer Doğu Avrupa ve Avro Bölgesi bünyesindeki Yunanistan iken, doların güvenli liman olması daha muhtemeldir. Çünkü, Fed'in ilk faiz artırımını eylülde ve bir sonrakini de ekimde yapacağını tahmin ediyoruz. Daha yüksek faiz oranları da doları, altına kıyasla daha çekici kılacaktır. Dolayısıyla Fed'in faizleri artırması ve küresel gelişmeler ışığında bakıldığında, çok net bir şekilde altının yatırımcılar için güvenli liman olmayacağını söyleyebiliriz."
Orta ve uzun vadede, altın fiyatlarının daha fazla gevşemesini beklediği öngörüsünde bulunan Stein, ancak Rusya ve Çin merkez bankalarının altın alımları gibi fiyatların yükselmesini sağlayacak olası gelişmelerin de bulunduğunu sözlerine ekledi.
Saxo Bank Emtia Strateji Başkanı Ole Hansen, güçlü dolar göz önüne alındığında altının yıllık bazda çok fazla değişim göstermediğini belirterek, bu durumu "oldukça etkileyici" şeklinde nitelendirdi.
Altının geçen iki ay boyunca 1.170-1.230 dolar aralığında hareket ederek, yatırımcı ve işlem yapan kişilerin ilgisini çektiğini kaydeden Hansen, "ABD Merkez Bankası (Fed) ilk faiz artırımını büyük ihtimalle eylül ayında gerçekleştirecek gibi görünüyor. Altın, bu tarihe kadar gerilemeye devam edebilir. Diğer taraftan, diğer varlık sınıflarında da yükselen bir volatilite (oynaklık) görüyoruz. Bu volatilite trendinin yaz ayları boyunca da devam etmesini bekliyoruz. Bu durum da bazı yatırımcıları altına yöneltebilir" diye konuştu.
Hansen, yatırımcıların altını bir alternatif yatırım aracı ve güvenli liman olarak çekici bulduğunu, ancak bu algının 2011 yılından sonra zarar gördüğünü ifade ederek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"2011'den sonraki dönemde de altındaki ralli birdenbire durma noktasına geldi. O zamandan beri de altında, çoğunlukla Yunanistan'dan kaynaklanan bir belirsizlik dönemi görüyoruz. Bu dönemde altına bir destek verilse de bunların hiçbiri uzun dönemde sürdürülebilir olmadı. Kısa vadede altın, Fed'in ilk faiz artırımına ilişkin tedirginlikle düşük seviyeleri test edebilir ve dolar da altın için negatif olan yukarı yönlü potansiyelini sürdürebilir. Yıl sonunda biz altının onsunun 1.250 dolar civarında işlem göreceğini tahmin ediyoruz ve 2016 da da büyük ihtimalle yukarı yönlü hareketine devam etmesini bekliyoruz."
AA