Altında yıllardır böylesi görülmedi!
Dolardaki artışa Darphane`nin piyasaya altın süreceği tarihleri ertelemesi eklenince Kapalıçarşı`da son yılların en büyük durgunluklarından birinin yaşanıyor.
Kapalıçarşı Esnafları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Saraç, altın alım satımında yatırımcının zarar etmesine yol açan makasa ilişkin, "Alış satış arasındaki işçilik farkı dediğimiz şey normalde 3-5 lira olur. Ama satın al-bozdur farkının çok olduğu zamanlar, Darphane'nin rutin tarihlerde piyasaya süreceği ürünleri tehir etmesinden kaynaklanıyor" dedi.
Saraç, mart ayının yılın en durgun ayı olduğunu belirterek, "Rutin durgunluğun üzerine bir de dolardaki artışın getirdiği psikolojik etki de gelince büyük bir durgunluk oluyor" dedi.
Dolardaki artışın altın piyasasına doğrudan etkisini anlatan Saraç, şunları kaydetti:
"Altın fiyatı dünyada düşse bile bizde dolarla hesaplandığı için dolar/TL bazında fiyat yükseliyor. ONS bazında bakıyorsunuz 1200 dolardan 1150 dolara düşmüş, doların fiyatı 2,20'den 2,60'a çıkınca siz altın fiyatında bir düşüş görmüyorsunuz. Hatta TL bazında biraz yükselme bile görüyorsunuz. Eğer dolar aynı kalsaydı şimdi altının fiyatının 90 lira veya 90 liranın altında rakamlarda görecektik. Ama doların yükselmesiyle şu an 98 lira düzeyinden bahsediyoruz."
Altın yatırımcısının mevcut şartların da etkisiyle alıcı görünümünden uzaklaştığını aktaran Saraç, "Altının son 2 seneye kadar çok güzel bir bahar devri vardı. 5-6 senelik bir maraton koştu altın fiyatı, güzel değerler yakaladı ama ondan sonra aşağı doğru süzülmeye başladı. Şu anda altın stabil halde duruyor yani. Cazibesini yitirmiş değil ama son 4-5 yıl önceki kadar cazip değil."
Çeyrek altın alım satımında yatırımcının zaman zaman artan farklara katlanmasına ilişkin Saraç, şunları anlattı:
"Alış satış arasındaki işçilik farkı dediğimiz şey normalde 3-5 lira olur. Şu anda çeyrek altın 154'e alınıp 157'ye satılıyor buradaki kuyumcularda. Ama satın al-bozdur farkının çok olduğu zamanlar, bu makasın giderek açıldığı zamanlar, Darphane'nin rutin tarihlerde piyasaya süreceği ürünleri tehir etmesinden kaynaklanıyor.
Diyelim ki Darphane ayın 4 cuma gününde de piyasaya birer ton çeyrek altın sürecek ama açıklama yapıp 'son iki cumayı tehir ettim, makinalarımda bakım var' diyebiliyor. O zaman her zaman piyasaya sunulan rutin altın stoku geri çekilince haliyle mal sıkıntısı yaşanıyor o da elinde çeyrek altın olan sarrafların o farkı biraz daha yüksek tutmasına sebep oluyor."
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk ise, "Kapalıçarşı'da yaprak kıpırdamıyor, bu fiyatlarla kıpırdaması da mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Dolardaki yükselişin altın satışını vurduğuna işaret eden Yıldırımtürk, "Dolardaki yükseliş satıcı tarafını zayıflattı. Alıcı zaten hiç yok. Öyle olunca yaprak kıpırdamıyor" diye konuştu.
Bu durumun sadece altın piyasası için değil piyasaların tümünde yaşandığını belirten Yıldırımtürk, seçim öncesi dönemlerde bunun görüldüğünü anlattı.
Dünyadaki durgunluğun Türkiye'de daha yeni hissedilmeye başlandığını ifade eden Yıldırımtürk, altın piyasasındaki öngörülemezliğin spekülasyonlardan kaynaklandığını söyledi.
Yıldırımtürk, "Spekülatif bir hareket var, öngörülemezlik yok. ABD'den gelen düzelmeye ilişkin veriler ve haziranda bir faiz artırımı beklentisi var. Bu da altın fiyatları için oldukça büyük bir baskı oluşturuyor. Beklenti mayıs ya da haziranda gerçekleşirse ilk etapta altın daha sert bir düşüş gösterebilir" ifadelerini kullandı.
Yıldırımtürk, "Darphanede basılan çeyrek altınla bir gram altının alım satım farkı oransal olarak aynı düzeye denk geliyor" dedi.
Mehmet Ali Yıldırımtürk, altın almayı planlayan yatırımcıya, "Yatırımcı illa altın almak istiyorsa her ay bütçesine göre bir çeyrek altın, yarım altın veya Cumhuriyet altını tercih edilebilir. Devlet altını olduğu için Cumhuriyet altın ve yarım ile çeyreği belli bir güvence sağlıyor. Ama Dünya Metal Borsaları'ndan sertifikası olan 24 ayar gram altınlar da tercih edilebilir" önerisinde bulundu.
Kapalıçarşı atölyelerinde şu sıralar hareketlilik görülmediğini belirten Yıldırımtürk, turizm ve düğün sezonlarının henüz başlamadığını, CNR'daki mücevher fuarının ardından gelecek siparişlerle yoğunluk görülebileceğini söyledi.
Uzmanpara
Saraç, mart ayının yılın en durgun ayı olduğunu belirterek, "Rutin durgunluğun üzerine bir de dolardaki artışın getirdiği psikolojik etki de gelince büyük bir durgunluk oluyor" dedi.
Dolardaki artışın altın piyasasına doğrudan etkisini anlatan Saraç, şunları kaydetti:
"Altın fiyatı dünyada düşse bile bizde dolarla hesaplandığı için dolar/TL bazında fiyat yükseliyor. ONS bazında bakıyorsunuz 1200 dolardan 1150 dolara düşmüş, doların fiyatı 2,20'den 2,60'a çıkınca siz altın fiyatında bir düşüş görmüyorsunuz. Hatta TL bazında biraz yükselme bile görüyorsunuz. Eğer dolar aynı kalsaydı şimdi altının fiyatının 90 lira veya 90 liranın altında rakamlarda görecektik. Ama doların yükselmesiyle şu an 98 lira düzeyinden bahsediyoruz."
Altın yatırımcısının mevcut şartların da etkisiyle alıcı görünümünden uzaklaştığını aktaran Saraç, "Altının son 2 seneye kadar çok güzel bir bahar devri vardı. 5-6 senelik bir maraton koştu altın fiyatı, güzel değerler yakaladı ama ondan sonra aşağı doğru süzülmeye başladı. Şu anda altın stabil halde duruyor yani. Cazibesini yitirmiş değil ama son 4-5 yıl önceki kadar cazip değil."
Çeyrek altın alım satımında yatırımcının zaman zaman artan farklara katlanmasına ilişkin Saraç, şunları anlattı:
"Alış satış arasındaki işçilik farkı dediğimiz şey normalde 3-5 lira olur. Şu anda çeyrek altın 154'e alınıp 157'ye satılıyor buradaki kuyumcularda. Ama satın al-bozdur farkının çok olduğu zamanlar, bu makasın giderek açıldığı zamanlar, Darphane'nin rutin tarihlerde piyasaya süreceği ürünleri tehir etmesinden kaynaklanıyor.
Diyelim ki Darphane ayın 4 cuma gününde de piyasaya birer ton çeyrek altın sürecek ama açıklama yapıp 'son iki cumayı tehir ettim, makinalarımda bakım var' diyebiliyor. O zaman her zaman piyasaya sunulan rutin altın stoku geri çekilince haliyle mal sıkıntısı yaşanıyor o da elinde çeyrek altın olan sarrafların o farkı biraz daha yüksek tutmasına sebep oluyor."
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk ise, "Kapalıçarşı'da yaprak kıpırdamıyor, bu fiyatlarla kıpırdaması da mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Dolardaki yükselişin altın satışını vurduğuna işaret eden Yıldırımtürk, "Dolardaki yükseliş satıcı tarafını zayıflattı. Alıcı zaten hiç yok. Öyle olunca yaprak kıpırdamıyor" diye konuştu.
Bu durumun sadece altın piyasası için değil piyasaların tümünde yaşandığını belirten Yıldırımtürk, seçim öncesi dönemlerde bunun görüldüğünü anlattı.
Dünyadaki durgunluğun Türkiye'de daha yeni hissedilmeye başlandığını ifade eden Yıldırımtürk, altın piyasasındaki öngörülemezliğin spekülasyonlardan kaynaklandığını söyledi.
Yıldırımtürk, "Spekülatif bir hareket var, öngörülemezlik yok. ABD'den gelen düzelmeye ilişkin veriler ve haziranda bir faiz artırımı beklentisi var. Bu da altın fiyatları için oldukça büyük bir baskı oluşturuyor. Beklenti mayıs ya da haziranda gerçekleşirse ilk etapta altın daha sert bir düşüş gösterebilir" ifadelerini kullandı.
Yıldırımtürk, "Darphanede basılan çeyrek altınla bir gram altının alım satım farkı oransal olarak aynı düzeye denk geliyor" dedi.
Mehmet Ali Yıldırımtürk, altın almayı planlayan yatırımcıya, "Yatırımcı illa altın almak istiyorsa her ay bütçesine göre bir çeyrek altın, yarım altın veya Cumhuriyet altını tercih edilebilir. Devlet altını olduğu için Cumhuriyet altın ve yarım ile çeyreği belli bir güvence sağlıyor. Ama Dünya Metal Borsaları'ndan sertifikası olan 24 ayar gram altınlar da tercih edilebilir" önerisinde bulundu.
Kapalıçarşı atölyelerinde şu sıralar hareketlilik görülmediğini belirten Yıldırımtürk, turizm ve düğün sezonlarının henüz başlamadığını, CNR'daki mücevher fuarının ardından gelecek siparişlerle yoğunluk görülebileceğini söyledi.
Uzmanpara