2 yılda kapasite arttırılması öngörülüyor!
EPDK Başkanı Yılmaz, "Rüzgar enerjisinden elektrik üretiminde, önümüzdeki 2 yılda bin megavatlık kapasite artışı öngörüyoruz" dedi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, gelecek 2 yıl içerisinde rüzgar enerjisinden elektrik üretiminde bin megavatlık ilave kapasite öngördüklerini belirtti.
Yılmaz, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği tarafından Ankara'da düzenlenen 4. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin hem yerli hem de yabancı yatırımcı için güvenilir bir liman olduğunu belirtti. Yatırımın, güvenilir yatırım ortamı ve sağlam piyasa kurallarının olduğu yerlerde yapıldığına işaret eden Yılmaz, "Son haftalarda piyasamızın yapısı ve yatırım ortamımız ile ilgili bilgi almak üzere kurumumuza çok sayıda Avrupalı ve Uzak doğulu şirket temsilcisi geldi. Türkiye'nin yatırım için gerçekten güvenli bir liman olduğunu bu şirketlere özellikle vurguladık. 1 Kasım seçimleri sonrası Türkiye'nin bu özelliğini daha da perçinlediğine inanıyorum" diye konuştu.
Yılmaz, son 5 ayda yaşanan belirsizliğin ortadan kalkmasının, en başta enerji sektörü için temel bir motivasyon unsuru olacağını belirterek, "Sektör oyuncuları için yeniden kolları sıvama vakti, Türkiye'nin küresel bir enerji aktörü olması yolunda el birliği ile çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin diğer tüm alanlarda olduğu gibi yenilenebilir enerji sektöründe de son 13 yılda büyük bir gelişme gösterdiğini kaydeden Yılmaz, özellikle rüzgar enerjisindeki gelişmenin bir başarı öyküsü olduğunu vurguladı.
"Rüzgar santrallerine ilgi doğru yolda olduğumuzun göstergesi"
Yılmaz, 1998 yılında sadece 8,7 megavat olarak başlayan rüzgar enerji yatırımlarının bugün 4 bin 200 megavatlık kurulu güce ulaştığını hatırlatarak, "TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından 2018 yılı sonuna kadar bağlanabilir kapasite olarak belirlenen 3 bin megavatlık kapasite için önlisans başvurularını aldık. Gerçekten olağanüstü bir tablo ile karşılaştık. Toplam gücü yaklaşık 42 bin 500 olan, 1099 adet başvuru yapıldı. Yani tahsis edilecek kapasitenin 14 katı olan bir başvuru. Bu tablo rüzgar enerjisi alanında ne kadar doğru bir yolda olduğumuzun göstergesi" ifadelerini kullandı.
2016 yılında EPDK tarafından alınacak başvurulara yönelik olarak ilk defa tesis edilen rüzgar ölçüm direği sayısının da 343 olduğunu dile getiren Yılmaz, "Bu durumun yeni başvurularda yaklaşık bin 550 başvuruya 'ehil rüzgar ölçüm direği' tesis etmiş şirket anlamına geliyor" dedi.
Yılmaz, 245 proje kapsamında yaklaşık 10 bin megavat lisanslandırılmış gücün eylül sonu itibarıyla 4 bin 200 megavatının işletmeye geçtiğini belirterek, rüzgar enerjisinden elektrik üretiminde gelecek 2 yıl içerisinde bu kapasiteye bin megavatlık ilave olacağını öngördüklerini kaydetti.
Lisanslarında yer alan tesis kurulu gücünü işletmeye geçiren yatırımcılara, şartları sağlamaları koşuluyla güç artışı imkanı da sağladıklarını belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
"Kurumumuza son 1 yıl içerisinde yapılan 850 megavatlık güç artışı taleplerine ilişkin olarak, 360 megavatlık güç artışı talebinin işlemlerini tamamladık. 500 megavatlık başvuruya ilişkin işlemler de ilgili mevzuat çerçevesinde devam ediyor. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki bugüne kadar güç artışı almış projeler, 1 Kasım 2007 öncesi lisanslandırılarak işletmeye geçmiş projelerdir. İşletmeye geçmiş ve inşaat döneminde yer alan projeler haricinde lisans kapsamında tahsis edilmiş yaklaşık 5 bin megavatlık kapasite bulunmakta. Bu projelerin de hemen hemen tamamı 1 Kasım 2007 başvuruları. Söz konusu projelerin de '2 Mayıs süreçlerini' atlatarak inşaasına başlanacağını ve kısa süre içerisinde işletmeye geçeceklerini düşünüyoruz. EPDK olarak, 2023 hedefleri kapsamında rüzgar enerjisinde 20 bin megavat kurulu güç hedefine ulaşmak için, periyodik biçimde lisanslama çalışmaları yapmak üzere dönemsel planlamalarımızı yapmaktayız."
"Çevre duyarlılığı bizlerin batıdan öğrendiği bir değer değildir"
Rüzgar enerjisi santrallerine yönelik tepki ve protestolara yönelik olarak Yılmaz, "Enerji sektörü çevreye rağmen değil çevre ile uyumlu olduğu ölçüde gelişebilir. Özellikle vurgulamak isterim ki doğa sevgisi ve çevre duyarlılığı bizlerin batıdan öğrendiği bir değer değildir. Asırlar öncesine dayanan bir medeniyet mirasıdır. Bu bilinçle hareket eden Kurumumuz yatırımlara ilişkin ilgili kurumların vereceği çevre etki değerlendirme raporlarını esas alarak karar vermektedir" diye konuştu.
İşletmeye geçmemiş lisanslı mevcut 5 bin megavatlık ve EPDK tarafından lisanslandırılacak 3 bin megavatlık yeni kapasite olduğunu belirten Yılmaz, "Önümüzdeki dönemde lisanlandırılacak yeni kapasiteler göz önünde bulundurulduğunda türbin üreticileri açısından da rüzgar enerjisi sektörünün her zamankinden daha cazip olacağını önemle vurgulamak istiyorum" ifadelerini kullandı.
Yılmaz, kule ve kanat gibi türbin ekipmanlarının Türkiye'de üretilmesi halinde Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında ilgili yatırımcılara ilave teşvikler verildiğini belirterek, gelecek dönemde Türkiye'nin türbin üretimi konusunda da gözde bir merkez olacağına inandığını ve bu konuda yatırımcılarla işbirliğine hazır olduklarını sözlerine ekledi.
Yılmaz, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği tarafından Ankara'da düzenlenen 4. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin hem yerli hem de yabancı yatırımcı için güvenilir bir liman olduğunu belirtti. Yatırımın, güvenilir yatırım ortamı ve sağlam piyasa kurallarının olduğu yerlerde yapıldığına işaret eden Yılmaz, "Son haftalarda piyasamızın yapısı ve yatırım ortamımız ile ilgili bilgi almak üzere kurumumuza çok sayıda Avrupalı ve Uzak doğulu şirket temsilcisi geldi. Türkiye'nin yatırım için gerçekten güvenli bir liman olduğunu bu şirketlere özellikle vurguladık. 1 Kasım seçimleri sonrası Türkiye'nin bu özelliğini daha da perçinlediğine inanıyorum" diye konuştu.
Yılmaz, son 5 ayda yaşanan belirsizliğin ortadan kalkmasının, en başta enerji sektörü için temel bir motivasyon unsuru olacağını belirterek, "Sektör oyuncuları için yeniden kolları sıvama vakti, Türkiye'nin küresel bir enerji aktörü olması yolunda el birliği ile çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin diğer tüm alanlarda olduğu gibi yenilenebilir enerji sektöründe de son 13 yılda büyük bir gelişme gösterdiğini kaydeden Yılmaz, özellikle rüzgar enerjisindeki gelişmenin bir başarı öyküsü olduğunu vurguladı.
"Rüzgar santrallerine ilgi doğru yolda olduğumuzun göstergesi"
Yılmaz, 1998 yılında sadece 8,7 megavat olarak başlayan rüzgar enerji yatırımlarının bugün 4 bin 200 megavatlık kurulu güce ulaştığını hatırlatarak, "TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından 2018 yılı sonuna kadar bağlanabilir kapasite olarak belirlenen 3 bin megavatlık kapasite için önlisans başvurularını aldık. Gerçekten olağanüstü bir tablo ile karşılaştık. Toplam gücü yaklaşık 42 bin 500 olan, 1099 adet başvuru yapıldı. Yani tahsis edilecek kapasitenin 14 katı olan bir başvuru. Bu tablo rüzgar enerjisi alanında ne kadar doğru bir yolda olduğumuzun göstergesi" ifadelerini kullandı.
2016 yılında EPDK tarafından alınacak başvurulara yönelik olarak ilk defa tesis edilen rüzgar ölçüm direği sayısının da 343 olduğunu dile getiren Yılmaz, "Bu durumun yeni başvurularda yaklaşık bin 550 başvuruya 'ehil rüzgar ölçüm direği' tesis etmiş şirket anlamına geliyor" dedi.
Yılmaz, 245 proje kapsamında yaklaşık 10 bin megavat lisanslandırılmış gücün eylül sonu itibarıyla 4 bin 200 megavatının işletmeye geçtiğini belirterek, rüzgar enerjisinden elektrik üretiminde gelecek 2 yıl içerisinde bu kapasiteye bin megavatlık ilave olacağını öngördüklerini kaydetti.
Lisanslarında yer alan tesis kurulu gücünü işletmeye geçiren yatırımcılara, şartları sağlamaları koşuluyla güç artışı imkanı da sağladıklarını belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
"Kurumumuza son 1 yıl içerisinde yapılan 850 megavatlık güç artışı taleplerine ilişkin olarak, 360 megavatlık güç artışı talebinin işlemlerini tamamladık. 500 megavatlık başvuruya ilişkin işlemler de ilgili mevzuat çerçevesinde devam ediyor. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki bugüne kadar güç artışı almış projeler, 1 Kasım 2007 öncesi lisanslandırılarak işletmeye geçmiş projelerdir. İşletmeye geçmiş ve inşaat döneminde yer alan projeler haricinde lisans kapsamında tahsis edilmiş yaklaşık 5 bin megavatlık kapasite bulunmakta. Bu projelerin de hemen hemen tamamı 1 Kasım 2007 başvuruları. Söz konusu projelerin de '2 Mayıs süreçlerini' atlatarak inşaasına başlanacağını ve kısa süre içerisinde işletmeye geçeceklerini düşünüyoruz. EPDK olarak, 2023 hedefleri kapsamında rüzgar enerjisinde 20 bin megavat kurulu güç hedefine ulaşmak için, periyodik biçimde lisanslama çalışmaları yapmak üzere dönemsel planlamalarımızı yapmaktayız."
"Çevre duyarlılığı bizlerin batıdan öğrendiği bir değer değildir"
Rüzgar enerjisi santrallerine yönelik tepki ve protestolara yönelik olarak Yılmaz, "Enerji sektörü çevreye rağmen değil çevre ile uyumlu olduğu ölçüde gelişebilir. Özellikle vurgulamak isterim ki doğa sevgisi ve çevre duyarlılığı bizlerin batıdan öğrendiği bir değer değildir. Asırlar öncesine dayanan bir medeniyet mirasıdır. Bu bilinçle hareket eden Kurumumuz yatırımlara ilişkin ilgili kurumların vereceği çevre etki değerlendirme raporlarını esas alarak karar vermektedir" diye konuştu.
İşletmeye geçmemiş lisanslı mevcut 5 bin megavatlık ve EPDK tarafından lisanslandırılacak 3 bin megavatlık yeni kapasite olduğunu belirten Yılmaz, "Önümüzdeki dönemde lisanlandırılacak yeni kapasiteler göz önünde bulundurulduğunda türbin üreticileri açısından da rüzgar enerjisi sektörünün her zamankinden daha cazip olacağını önemle vurgulamak istiyorum" ifadelerini kullandı.
Yılmaz, kule ve kanat gibi türbin ekipmanlarının Türkiye'de üretilmesi halinde Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında ilgili yatırımcılara ilave teşvikler verildiğini belirterek, gelecek dönemde Türkiye'nin türbin üretimi konusunda da gözde bir merkez olacağına inandığını ve bu konuda yatırımcılarla işbirliğine hazır olduklarını sözlerine ekledi.