1 milyon kişiye iş umudu!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Soylu, İŞKUR'un 2016'da 1 milyon kişiye istihdam sağlama hedefi olduğunu açıkladı. Soylu, bu rakamın tüm ülkerin hayali olduğunu ancak ulaşamadıklarını da belirtti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, İŞKUR'un yıl sonuna kadar 1 milyon iş arayana istihdam sağlayacağını açıkladı.
Soylu, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen "İŞKUR İl Müdürleri İstişare Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, her ekonomik ve siyasi krizin, bir iş ve istihdam krizini de beraberinde getirdiğini söyledi.
Bu durumun Türkiye ve dünyadaki çalışma hayatı tarihinde de net olarak göründüğüne işaret eden Soylu, bir umutsuzluğu ve durgunluğu ortadan kaldırmanın insanlığa yapılabilecek en büyük hizmetlerden biri olduğunu dile getirdi.
Soylu, İŞKUR'un sadece kendi tanımlamasını içeren bir kurum olmadığını ifade ederek, "İŞKUR, birçok tanımlamayı ve birçok hassasiyeti ve birçok çalışma düzenini bugüne kadar getirebilmiş bir kurumdur. İŞKUR, Türkiye'nin inovasyon markasıdır. Bir kurumun nasıl geliştiği, bir kurumun toplum hayatını, insan hayatını, devlet içerisinde bulunan bir takım ağırlıkları atmaya nasıl yol gösterici olduğu aslında İŞKUR'un incelenmesiyle ve İŞKUR'un geldiği bu noktayla en iyi şekilde ifade ediliyor" diye konuştu.
İŞKUR'un önemli programlar ortaya koyduğunu belirten Soylu, "Yazar kasaların atıldığı günleri hatırlıyoruz. Biz insanlarımızın işsizlik çektiği günleri hatırlıyoruz. Kırılgan bir ekonomide herkesin kafasında 'Acaba yarın sabah iş yerinde çalışabilecek miyim?' diye oluşan endişe, sadece çalışan değil, insanların tamamını etkiliyor. İşsiz kalan insanların neler çektiğini biz biliyoruz. Aslında hepimiz biliyoruz ki işsizlik, ekonomik krizle, durgunlukla, siyasi belirsizlikle, siyasi krizlerle, istikrarsızlıklarla karşı karşıya kalan bütün ülkelerin temel meselesi olarak ortada durmaktadır" ifadelerini kullandı.
Soylu, tüm dünyanın, çalışma hayatı ve istihdamda çok önemli problemler yaşadığına işaret ederek, ekonomik ve siyasi belirsizliklerin toplumun her kesimini ciddi şekilde etkilediğini dile getirdi.
Kriz ve belirsizlikten etkilenenlere yönelik çalışmalar yapılması ve istihdam politikalarının ortaya konmasının en temel beklenti olduğunu kaydeden Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
"Şu çok nettir. 2007'de başlayan ekonomik kriz özellikle OECD ülkelerindeki işsizliği yaklaşık 41 milyonun üzerine çıkardı. Bu işsizlik içerisindeki en temel problemlerden bir tanesi, 11 milyon 400 bin insanı içeren, tüm OECD ülkeleri içerisindeki uzun süreli işsizliktir. Diğer problem ise nüfus kaybıdır ve bir ülke için çalışma hayatı, üretim, istihdam ve büyüme için en temel korkulardan birisi budur. Bu problem Japonya'nın, Rusya'nın, Ukrayna'nın, Avrupa Birliği ülkelerinin karşı karşıya kaldığı en temel sorunlardan bir tanesidir. Bu temel sorun, özellikle ülkelerin aktif pasif iş gücü ve sosyal güvenlik dengesi için de büyük tehdittir."
"TÜRKİYE 5,5 MİLYON İNSANINA İŞ KURABİLME KABİLİYETİNİ ORTAYA KOYDU"
Nüfus kaybının Türkiye'yi de aynı sorunlarla karşı karşıya bırakabileceğini ifade eden Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dile getirdiği "nüfusun gençleşmesi" konusu ve yaşlanmaya karşı tedbir alınmasını içeren "3 çocuk politikası"nın bazı kesimler tarafından fantezi olarak nitelendirildiğini, oysa bu konunun dünyanın gelişmekte olan ve gelişmiş tüm ülkelerinin en temel ulusal stratejisi olduğunu belirtti.
Soylu, gerek uygulanan ve uygulanmaya çalışılan ulusal istihdam stratejileri gerekse bu konudaki politikalar çerçevesinde Türkiye'nin iyi bir noktaya geldiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Şu çok açık ve nettir. Bir ülkenin kolay kolay 1999, 2001 hatta küresel olarak nitelendirilen 2007, 2008 krizlerinden kurtulması mümkün değildir. Hepimizin olumlu olarak söyleyebileceği bir rakamla bugün karşınızdayız. Yaklaşık 21 milyon 200 bin bizim 2007'deki istihdam sayımızdır. Ekim 2015 rakamımız da çok nettir. Bu da 26 milyon 656 bindir. Bütün dünya ülkeleri ekonomik krizin pençesinde boğuşurken ve iş gücü kaybına uğrarken Türkiye, 5,5 milyon insanına iş kurabilme kabiliyetini ortaya koymuştur."
İŞKUR'un 2015 yılında 890 bin kişiye iş imkanı sağladığını belirten Soylu, 2002'den bugüne 4 milyondan fazla kişinin İŞKUR aracılığıyla iş hayatıyla buluştuğunu dile getirdi.
Soylu, bunun İŞKUR adına bir başarı hikayesi olduğuna dikkati çekerek, önlerinde daha birçok önemli süreçler olduğunu ifade etti.
Çalışma hayatında çok önemli reformlar gerçekleştirdiklerini vurgulayan Soylu, bugün asgari ücreti yüzde 30 oranında arttırdıklarına işaret etti. Bu artışın yanı sıra Suriyelilere sağlık, barınma ve eğitim gibi alanlarda yapılan yardımların da dünya tarafından şaşkınlıkla izlendiğini anlatan Soylu, sadece devletin değil halkın da milyarlarca dolar ayni ve nakdi yardım yaptığını anımsattı.
Soylu, yardımların sadece Suriyelilere yapılmadığını, Türk halkının dünyada zulme uğrayan her millete kucak açtığını ve yardım elini uzattığını vurguladı.
"2016'DA İŞE YERLEŞTİRME HEDEFİMİZ 1 MİLYONDUR"
İstihdam alanındaki en önemli konulardan birinin açık iş sayısını takip ve açık iş ile istihdamı bir araya getirmek olduğuna işaret eden Soylu, şöyle konuştu:
"Açık iş sayısında 2016 hedefimiz 2 milyon 350 bin. Biz işsizlerimiz ile açık işi bir araya getirebilecek anlayışı gerçekleştirmekle mükellefiz. Şu an gelişmekte olan ülkelerin ana ve temel prensiplerinden birisi de budur. Bunun da bir tek yolu var: Beceri geliştirmek, yani meslekleşme. 28 Şubat denen bir garabetle karşı karşıya kaldık. 1980 darbesinin iş hayatına ve özgürlüklerine nasıl bir sıkıntı verdiği ortadaysa, 1990 sonrası ekonomik krizler nasıl iş hayatını ve istihdamı perişan etmişse, emin olun ki 28 Şubat süreci de meslekleşmeyi etkilemiştir. Türkiye'deki meslekleşmeyi, imam hatiplerin önünü keseceğim diye, bir taşla iki kuşu vurarak kesmiştir. Bu da Türkiye'nin geleceğine büyük bir ket vurmuş, Türkiye'yi gelecekle ilgili projeksiyonlardan yoksun bırakmıştır. İŞKUR'da 2016 işe yerleştirme hedefimiz 1 milyondur. Bu bütün ülkelerin hayal ettiği, ulaşamadığı, ulaşamayacağı bir rakamdır."
Soylu, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen "İŞKUR İl Müdürleri İstişare Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, her ekonomik ve siyasi krizin, bir iş ve istihdam krizini de beraberinde getirdiğini söyledi.
Bu durumun Türkiye ve dünyadaki çalışma hayatı tarihinde de net olarak göründüğüne işaret eden Soylu, bir umutsuzluğu ve durgunluğu ortadan kaldırmanın insanlığa yapılabilecek en büyük hizmetlerden biri olduğunu dile getirdi.
Soylu, İŞKUR'un sadece kendi tanımlamasını içeren bir kurum olmadığını ifade ederek, "İŞKUR, birçok tanımlamayı ve birçok hassasiyeti ve birçok çalışma düzenini bugüne kadar getirebilmiş bir kurumdur. İŞKUR, Türkiye'nin inovasyon markasıdır. Bir kurumun nasıl geliştiği, bir kurumun toplum hayatını, insan hayatını, devlet içerisinde bulunan bir takım ağırlıkları atmaya nasıl yol gösterici olduğu aslında İŞKUR'un incelenmesiyle ve İŞKUR'un geldiği bu noktayla en iyi şekilde ifade ediliyor" diye konuştu.
İŞKUR'un önemli programlar ortaya koyduğunu belirten Soylu, "Yazar kasaların atıldığı günleri hatırlıyoruz. Biz insanlarımızın işsizlik çektiği günleri hatırlıyoruz. Kırılgan bir ekonomide herkesin kafasında 'Acaba yarın sabah iş yerinde çalışabilecek miyim?' diye oluşan endişe, sadece çalışan değil, insanların tamamını etkiliyor. İşsiz kalan insanların neler çektiğini biz biliyoruz. Aslında hepimiz biliyoruz ki işsizlik, ekonomik krizle, durgunlukla, siyasi belirsizlikle, siyasi krizlerle, istikrarsızlıklarla karşı karşıya kalan bütün ülkelerin temel meselesi olarak ortada durmaktadır" ifadelerini kullandı.
Soylu, tüm dünyanın, çalışma hayatı ve istihdamda çok önemli problemler yaşadığına işaret ederek, ekonomik ve siyasi belirsizliklerin toplumun her kesimini ciddi şekilde etkilediğini dile getirdi.
Kriz ve belirsizlikten etkilenenlere yönelik çalışmalar yapılması ve istihdam politikalarının ortaya konmasının en temel beklenti olduğunu kaydeden Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
"Şu çok nettir. 2007'de başlayan ekonomik kriz özellikle OECD ülkelerindeki işsizliği yaklaşık 41 milyonun üzerine çıkardı. Bu işsizlik içerisindeki en temel problemlerden bir tanesi, 11 milyon 400 bin insanı içeren, tüm OECD ülkeleri içerisindeki uzun süreli işsizliktir. Diğer problem ise nüfus kaybıdır ve bir ülke için çalışma hayatı, üretim, istihdam ve büyüme için en temel korkulardan birisi budur. Bu problem Japonya'nın, Rusya'nın, Ukrayna'nın, Avrupa Birliği ülkelerinin karşı karşıya kaldığı en temel sorunlardan bir tanesidir. Bu temel sorun, özellikle ülkelerin aktif pasif iş gücü ve sosyal güvenlik dengesi için de büyük tehdittir."
"TÜRKİYE 5,5 MİLYON İNSANINA İŞ KURABİLME KABİLİYETİNİ ORTAYA KOYDU"
Nüfus kaybının Türkiye'yi de aynı sorunlarla karşı karşıya bırakabileceğini ifade eden Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dile getirdiği "nüfusun gençleşmesi" konusu ve yaşlanmaya karşı tedbir alınmasını içeren "3 çocuk politikası"nın bazı kesimler tarafından fantezi olarak nitelendirildiğini, oysa bu konunun dünyanın gelişmekte olan ve gelişmiş tüm ülkelerinin en temel ulusal stratejisi olduğunu belirtti.
Soylu, gerek uygulanan ve uygulanmaya çalışılan ulusal istihdam stratejileri gerekse bu konudaki politikalar çerçevesinde Türkiye'nin iyi bir noktaya geldiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Şu çok açık ve nettir. Bir ülkenin kolay kolay 1999, 2001 hatta küresel olarak nitelendirilen 2007, 2008 krizlerinden kurtulması mümkün değildir. Hepimizin olumlu olarak söyleyebileceği bir rakamla bugün karşınızdayız. Yaklaşık 21 milyon 200 bin bizim 2007'deki istihdam sayımızdır. Ekim 2015 rakamımız da çok nettir. Bu da 26 milyon 656 bindir. Bütün dünya ülkeleri ekonomik krizin pençesinde boğuşurken ve iş gücü kaybına uğrarken Türkiye, 5,5 milyon insanına iş kurabilme kabiliyetini ortaya koymuştur."
İŞKUR'un 2015 yılında 890 bin kişiye iş imkanı sağladığını belirten Soylu, 2002'den bugüne 4 milyondan fazla kişinin İŞKUR aracılığıyla iş hayatıyla buluştuğunu dile getirdi.
Soylu, bunun İŞKUR adına bir başarı hikayesi olduğuna dikkati çekerek, önlerinde daha birçok önemli süreçler olduğunu ifade etti.
Çalışma hayatında çok önemli reformlar gerçekleştirdiklerini vurgulayan Soylu, bugün asgari ücreti yüzde 30 oranında arttırdıklarına işaret etti. Bu artışın yanı sıra Suriyelilere sağlık, barınma ve eğitim gibi alanlarda yapılan yardımların da dünya tarafından şaşkınlıkla izlendiğini anlatan Soylu, sadece devletin değil halkın da milyarlarca dolar ayni ve nakdi yardım yaptığını anımsattı.
Soylu, yardımların sadece Suriyelilere yapılmadığını, Türk halkının dünyada zulme uğrayan her millete kucak açtığını ve yardım elini uzattığını vurguladı.
"2016'DA İŞE YERLEŞTİRME HEDEFİMİZ 1 MİLYONDUR"
İstihdam alanındaki en önemli konulardan birinin açık iş sayısını takip ve açık iş ile istihdamı bir araya getirmek olduğuna işaret eden Soylu, şöyle konuştu:
"Açık iş sayısında 2016 hedefimiz 2 milyon 350 bin. Biz işsizlerimiz ile açık işi bir araya getirebilecek anlayışı gerçekleştirmekle mükellefiz. Şu an gelişmekte olan ülkelerin ana ve temel prensiplerinden birisi de budur. Bunun da bir tek yolu var: Beceri geliştirmek, yani meslekleşme. 28 Şubat denen bir garabetle karşı karşıya kaldık. 1980 darbesinin iş hayatına ve özgürlüklerine nasıl bir sıkıntı verdiği ortadaysa, 1990 sonrası ekonomik krizler nasıl iş hayatını ve istihdamı perişan etmişse, emin olun ki 28 Şubat süreci de meslekleşmeyi etkilemiştir. Türkiye'deki meslekleşmeyi, imam hatiplerin önünü keseceğim diye, bir taşla iki kuşu vurarak kesmiştir. Bu da Türkiye'nin geleceğine büyük bir ket vurmuş, Türkiye'yi gelecekle ilgili projeksiyonlardan yoksun bırakmıştır. İŞKUR'da 2016 işe yerleştirme hedefimiz 1 milyondur. Bu bütün ülkelerin hayal ettiği, ulaşamadığı, ulaşamayacağı bir rakamdır."