Konut Haberleri
12 Mayıs 2015 09:09
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:40
Aldığı konut küçük çıkana tazminat şansı!
Mahkeme, gayrimenkul sektöründe yaygın sorunlardan düşük metrekareyle ilgili çarpıcı bir karara imza attı. Bir tüketicinin, aldığı konutun teslimatta söylenenden daha küçük olması üzerine açtığı davada, mahkeme şirketin tazminat ödemesine karar verdi
Son yıllarda gayrimenkul sektöründe bazı
şirketlerin uygulamaları hem sektörü hem de tüketicileri zor
durumda bırakırken, en çok ortaya çıkan sorunlardan metrekare
farkıyla ilgili mahkemeden dikkat çekici karar çıktı. Kendisine
satılan dairenin 12 metrekareye yakın küçük çıktığını gören
tüketiciyi haklı bulan mahkeme, inşaat firmasını tazminata mahkûm
etti. Şirket dairenin satış bedelinin yüzde 10’unu tüketiciye faizi
ile ödeyecek.
Diğer tüketicilere de örnek olacak olay şöyle gelişti.
S.Ü. isimli tüketici, 2012 yılında bir şirkete ait İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki konut projesinden daire aldı. Aynı yıl da dairesini teslim aldı. Ancak, satış görevlilerinin daireyi satın alırken gezdirdiği ve kendisine söylenen metrakare büyüklüğü ile teslim aldığı daire arasında fark olduğunu gördü. Ölçüm yaptıran tüketici, şirkete durumu bildirdi ancak olumlu yanıt alamadı. Şirkete noter aracılığıyla ihtarname çekildi. Yine yanıt alamadı. Bunun üzerine Tüketici mahkemesinde tazminat davası açıldı.
Dava başvuru dilekçesinde benzer talebini yineleyen tüketici kendisine ‘gizli ayıplı mal’ satıldığını savundu. Şirket avukatı ise mahkemeye sunduğu savunma dilekçesinde davanın reddini talep etti. Şirket avukatı dilekçesinde davanın zamanaşımına uğradığına da işaret ederek, Üstün’ün uğradığı bir zararın söz konusu olmadığını, aksine dairesinin değerlendiğine vurgu yaptı.
11.42 metrekare daha küçük
Mahkeme tarafları dinledikten sonra dosyayı 3 kişiden oluşan bir bilirkişi heyetine teslim etti. Heyetin mahkemeye sunduğuı raporda dairenin 11.42 metrekare daha düşük olduğunu tespit etti. Raporda, Yargıtay kararları gereği, dairenin satış bedeli üzerinden yüzde 10 tüketiciye ödeme yapılması yönünde görüş bildirdi.
Mahkeme de, hazırlanan rapor doğrultusunda karar verdi. Konuya yakın avukatlar, bu tür haksızlıkla karşılaşan tüketicilerin konutu teslim aldıktan sonra normal şartlarda 5 yıl içerisinde dava açabileceklerini söyledi. Gayrimenkul uzmanları da, satışı yapılan konutlarda yaşanan ‘metrekare’ sorununun yaygın bir sorun olduğunu belirttiler. Uzmanlar bu durumun düzgün iş yapan sektör temsilcilerini de sıkıntıya soktuğunu söylediler.
Diğer tüketicilere de örnek olacak olay şöyle gelişti.
S.Ü. isimli tüketici, 2012 yılında bir şirkete ait İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki konut projesinden daire aldı. Aynı yıl da dairesini teslim aldı. Ancak, satış görevlilerinin daireyi satın alırken gezdirdiği ve kendisine söylenen metrakare büyüklüğü ile teslim aldığı daire arasında fark olduğunu gördü. Ölçüm yaptıran tüketici, şirkete durumu bildirdi ancak olumlu yanıt alamadı. Şirkete noter aracılığıyla ihtarname çekildi. Yine yanıt alamadı. Bunun üzerine Tüketici mahkemesinde tazminat davası açıldı.
Dava başvuru dilekçesinde benzer talebini yineleyen tüketici kendisine ‘gizli ayıplı mal’ satıldığını savundu. Şirket avukatı ise mahkemeye sunduğu savunma dilekçesinde davanın reddini talep etti. Şirket avukatı dilekçesinde davanın zamanaşımına uğradığına da işaret ederek, Üstün’ün uğradığı bir zararın söz konusu olmadığını, aksine dairesinin değerlendiğine vurgu yaptı.
11.42 metrekare daha küçük
Mahkeme tarafları dinledikten sonra dosyayı 3 kişiden oluşan bir bilirkişi heyetine teslim etti. Heyetin mahkemeye sunduğuı raporda dairenin 11.42 metrekare daha düşük olduğunu tespit etti. Raporda, Yargıtay kararları gereği, dairenin satış bedeli üzerinden yüzde 10 tüketiciye ödeme yapılması yönünde görüş bildirdi.
Mahkeme de, hazırlanan rapor doğrultusunda karar verdi. Konuya yakın avukatlar, bu tür haksızlıkla karşılaşan tüketicilerin konutu teslim aldıktan sonra normal şartlarda 5 yıl içerisinde dava açabileceklerini söyledi. Gayrimenkul uzmanları da, satışı yapılan konutlarda yaşanan ‘metrekare’ sorununun yaygın bir sorun olduğunu belirttiler. Uzmanlar bu durumun düzgün iş yapan sektör temsilcilerini de sıkıntıya soktuğunu söylediler.