Ekonomi
09 Mayıs 2017 15:33
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 05:09
"6 milyar dolara yaklaşmış bulunuyoruz"
Milli Savunma Bakanı Işık Türkiye'nin savunma sanayisinde ulaştığı rakamlara dikkat çekti. Işık, "Savunma sanayi sektörümüzün yıllık cirosu geçen yıl itibarıyla 6 milyar dolara yaklaşmış, ihracatımız ise 1 milyar 700 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır" dedi.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Savunma sanayi sektörümüzün
yıllık cirosu geçen yıl itibarıyla 6 milyar dolara yaklaşmış,
ihracatımız ise 1 milyar 700 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır.
Savunma sanayi alanında en gelişmiş 10 ülke arasına girme hedefiyle
yarınlara güçlü ve emin adamlarla ilerliyoruz." dedi.
Işık, 13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın (IDEF 2017) açılışındaki konuşmasında fuarın tüm dünyadan önemli isimleri ağırladığına işaret ederek, IDEF 2017'nin katılımcı ülkeler ve kuruluşlar arasındaki dostluk ve iş birliklerinin geliştirilmesi bakımından çok önemli bir platform olduğunu söyledi.
İçinde yaşanılan süreçte, tüm dünyada belirsizliklerin arttığı, ülkelerin güvenliğine yönelik sınamaların çoğaldığı, terörün küreselleştiği ve tüm insanlığı tehdit ettiği bir dönemin yaşandığını belirten Işık, şunları kaydetti:
"Bu ortak tehdit ve sınamalara, özellikle küreselleşen teröre karşı ortak tavır almak artık kaçınılmaz bir gereklilik haline geldi. Bu durum güvenlik ve savunma harcamalarının artırılması zaruriyetini doğurdu. Önümüzdeki yıllarda tüm dünyada savunma harcamalarının artış gösterdiği bir dönemi yaşayacağız. Ancak savunma harcamalarındaki artışın ülkelerin genel refah ve gelişmişliğinden çalarak değil, refah ve gelişmişliğine katkı sağlayacak şekilde olması gerektiğine inanıyoruz. Yani savunma harcamaları üretimi, istihdamı ve kalkınmayı sağlayacak şekilde planlanmalıdır.
Bazı ülkelerin sadece satıcı, bazı ülkelerin ise sadece alıcı rolünde olduğu bir sömürü düzeni alışkanlığından çıkılmalı, sistem ortak güvenlik, istikrar ve kalkınma ideali üzerine kurgulanmalıdır. Bu anlayışın hayata geçmesi için ülkeler arası iş birliğinin artması, bilgi, tecrübe ve teknoloji paylaşımı ile ortak üretim gibi alanlara daha fazla yoğunlaşılması gerekmektedir. Bazı ülkelerin sürekli kazandığı, bazılarının ise kaybettiği bir düzen sürdürülebilir değildir. Herkes için 'kazan-kazan' formülü hayata geçirilmelidir."
"Yerlilik oranımızı yüzde 24'ten yüzde 60'ların üzerine çıkardık"
Işık, IDEF 2017'nin bu manada savunma sanayinde herkesin kazandığı fırsatları en güzel şekilde oluşturacağına dikkati çekerek, Türkiye'nin, yerli ve milli silahlarla donatılmış, tarihi şan ve şerefle dolu ordusuyla, Türkiye'yi, bölgesini ve dostlarını tehdit eden her türlü terör örgütüne karşı kararlılıkla mücadele ettiğini dile getirdi.
"Bu mücadelenin somut ve etkili sonuçlarını alıyor olmanın haklı gururunu yaşıyoruz." diyen Işık, bu başarıda Türk Silahlı Kuvvetlerinin nitelikli insan kaynağına sahip olmasının yanında yerli ve milli imkanlar ile geliştirilmiş teknolojik silah ve ekipmanı kullanıyor olmasının da büyük payı olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Işık, son 14 yılda her alanda olduğu gibi savunma sanayisinde de önemli başarılara imza atıldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Savunma sanayisinde sadece parça üreten değil aynı zamanda teknoloji de üreten ülke konumuna geldik. Savunma sanayindeki dışa bağımlılık oranımızı hızla azaltarak yerlilik oranımızı yüzde 24'ten yüzde 60'ların üzerine çıkardık. Bugün savunma sanayimiz küçük ve orta ölçekli binlerce şirketimiz, Ar-Ge ve tasarım merkezlerimiz ve üniversitelerimizin katılımı ile milli bir yapıya dönüşmüştür.
Sektörümüz 60 binden fazla nitelikli istihdam oluşturmaktadır. Savunma sanayi sektörümüzün yıllık cirosu geçen yıl itibarıyla 6 milyar dolara yaklaşmış, ihracatımız ise 1 milyar 700 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. Savunma sanayi alanında en gelişmiş 10 ülke arasına girme hedefiyle yarınlara güçlü ve emin adamlarla ilerliyoruz. Türkiye kritik teknolojiye sahip savunma sistemlerini yerli imkanlarla tasarlayıp üretebiliyor. "
"Türkiye yakın gelecekte kendi savaş uçağını, yüksek irtifa hava ve füze savunma sistemlerini üretecek"
Türkiye'nin kendi piyade tüfeğini, tankını, savaş gemisini, taarruz helikopterini, silahlı İHA'sını ve uydusunu yaptığını, yakın gelecekte de kendi savaş uçağını, yüksek irtifa hava ve füze savunma sistemlerini, uçak motorunu ve yerli denizaltılarını da üreteceğini belirten Fikri Işık, bunu yaparken de uluslararası iş birliğine sonuna kadar açık olmayı sürdüreceklerini ifade etti.
Işık, Türkiye'nin kazandığı bilgi, birikim ve tecrübeleri dostlarının istifadesine sunduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sadece ürün satmanın peşinde değiliz. Biz uzun vadeli ortaklıklar kurmayı, ortak projeler geliştirmeyi hedefliyoruz. Finansmana erişim problemi yaşayan ülkeler için barter sistemi ve benzeri model çalışmalarını tamamlamak üzereyiz. Artık uluslararası bir marka olan IDEF, tüm bu iş birliklerini geliştirmek için çok uygun fırsatlar sunuyor.
Bu fuar vesilesi ile memnuniyetle ifade ediyorum ki dost ve müttefik ülkeler ile yeni anlaşmalar imzalayacağız, stratejik iş birliklerini daha da yaygınlaştıracağız. Bu fuar, sadece Türk şirketleri için değil, fuara katılım sağlayan tüm firmalar için, yeteneklerini sergileyebilecekleri bir cazibe platformudur. Misafir heyetleri fuar haricinde de şirketlerimizi ve üretim tesislerini ziyaret etmeye davet ediyorum."
Işık, 13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın (IDEF 2017) açılışındaki konuşmasında fuarın tüm dünyadan önemli isimleri ağırladığına işaret ederek, IDEF 2017'nin katılımcı ülkeler ve kuruluşlar arasındaki dostluk ve iş birliklerinin geliştirilmesi bakımından çok önemli bir platform olduğunu söyledi.
İçinde yaşanılan süreçte, tüm dünyada belirsizliklerin arttığı, ülkelerin güvenliğine yönelik sınamaların çoğaldığı, terörün küreselleştiği ve tüm insanlığı tehdit ettiği bir dönemin yaşandığını belirten Işık, şunları kaydetti:
"Bu ortak tehdit ve sınamalara, özellikle küreselleşen teröre karşı ortak tavır almak artık kaçınılmaz bir gereklilik haline geldi. Bu durum güvenlik ve savunma harcamalarının artırılması zaruriyetini doğurdu. Önümüzdeki yıllarda tüm dünyada savunma harcamalarının artış gösterdiği bir dönemi yaşayacağız. Ancak savunma harcamalarındaki artışın ülkelerin genel refah ve gelişmişliğinden çalarak değil, refah ve gelişmişliğine katkı sağlayacak şekilde olması gerektiğine inanıyoruz. Yani savunma harcamaları üretimi, istihdamı ve kalkınmayı sağlayacak şekilde planlanmalıdır.
Bazı ülkelerin sadece satıcı, bazı ülkelerin ise sadece alıcı rolünde olduğu bir sömürü düzeni alışkanlığından çıkılmalı, sistem ortak güvenlik, istikrar ve kalkınma ideali üzerine kurgulanmalıdır. Bu anlayışın hayata geçmesi için ülkeler arası iş birliğinin artması, bilgi, tecrübe ve teknoloji paylaşımı ile ortak üretim gibi alanlara daha fazla yoğunlaşılması gerekmektedir. Bazı ülkelerin sürekli kazandığı, bazılarının ise kaybettiği bir düzen sürdürülebilir değildir. Herkes için 'kazan-kazan' formülü hayata geçirilmelidir."
"Yerlilik oranımızı yüzde 24'ten yüzde 60'ların üzerine çıkardık"
Işık, IDEF 2017'nin bu manada savunma sanayinde herkesin kazandığı fırsatları en güzel şekilde oluşturacağına dikkati çekerek, Türkiye'nin, yerli ve milli silahlarla donatılmış, tarihi şan ve şerefle dolu ordusuyla, Türkiye'yi, bölgesini ve dostlarını tehdit eden her türlü terör örgütüne karşı kararlılıkla mücadele ettiğini dile getirdi.
"Bu mücadelenin somut ve etkili sonuçlarını alıyor olmanın haklı gururunu yaşıyoruz." diyen Işık, bu başarıda Türk Silahlı Kuvvetlerinin nitelikli insan kaynağına sahip olmasının yanında yerli ve milli imkanlar ile geliştirilmiş teknolojik silah ve ekipmanı kullanıyor olmasının da büyük payı olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Işık, son 14 yılda her alanda olduğu gibi savunma sanayisinde de önemli başarılara imza atıldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Savunma sanayisinde sadece parça üreten değil aynı zamanda teknoloji de üreten ülke konumuna geldik. Savunma sanayindeki dışa bağımlılık oranımızı hızla azaltarak yerlilik oranımızı yüzde 24'ten yüzde 60'ların üzerine çıkardık. Bugün savunma sanayimiz küçük ve orta ölçekli binlerce şirketimiz, Ar-Ge ve tasarım merkezlerimiz ve üniversitelerimizin katılımı ile milli bir yapıya dönüşmüştür.
Sektörümüz 60 binden fazla nitelikli istihdam oluşturmaktadır. Savunma sanayi sektörümüzün yıllık cirosu geçen yıl itibarıyla 6 milyar dolara yaklaşmış, ihracatımız ise 1 milyar 700 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. Savunma sanayi alanında en gelişmiş 10 ülke arasına girme hedefiyle yarınlara güçlü ve emin adamlarla ilerliyoruz. Türkiye kritik teknolojiye sahip savunma sistemlerini yerli imkanlarla tasarlayıp üretebiliyor. "
"Türkiye yakın gelecekte kendi savaş uçağını, yüksek irtifa hava ve füze savunma sistemlerini üretecek"
Türkiye'nin kendi piyade tüfeğini, tankını, savaş gemisini, taarruz helikopterini, silahlı İHA'sını ve uydusunu yaptığını, yakın gelecekte de kendi savaş uçağını, yüksek irtifa hava ve füze savunma sistemlerini, uçak motorunu ve yerli denizaltılarını da üreteceğini belirten Fikri Işık, bunu yaparken de uluslararası iş birliğine sonuna kadar açık olmayı sürdüreceklerini ifade etti.
Işık, Türkiye'nin kazandığı bilgi, birikim ve tecrübeleri dostlarının istifadesine sunduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sadece ürün satmanın peşinde değiliz. Biz uzun vadeli ortaklıklar kurmayı, ortak projeler geliştirmeyi hedefliyoruz. Finansmana erişim problemi yaşayan ülkeler için barter sistemi ve benzeri model çalışmalarını tamamlamak üzereyiz. Artık uluslararası bir marka olan IDEF, tüm bu iş birliklerini geliştirmek için çok uygun fırsatlar sunuyor.
Bu fuar vesilesi ile memnuniyetle ifade ediyorum ki dost ve müttefik ülkeler ile yeni anlaşmalar imzalayacağız, stratejik iş birliklerini daha da yaygınlaştıracağız. Bu fuar, sadece Türk şirketleri için değil, fuara katılım sağlayan tüm firmalar için, yeteneklerini sergileyebilecekleri bir cazibe platformudur. Misafir heyetleri fuar haricinde de şirketlerimizi ve üretim tesislerini ziyaret etmeye davet ediyorum."